2024january

Türkiyedeki Obezite Durumu ve Yapılması Gerekenler.

Obezite (şişmanlık) ve obezite ile ilişkili hastalıklar, hayat kalitesini düşüren ve aynı zamanda insan hayatının kısalmasına yol açan çok nedenli kronik bir hastalıktır.

Ülkemizde şişmanlığın özellikle kadınlarda görülme sıklığı gittikçe artmaktadır. Bunun sonucunda da şişmanlığın sağlık üzerindeki etkileri ciddi boyutlara ulaşmaktadır. Obezitenin oluşmasında başlıca risk faktörleri; aşırı ve yanlış beslenme alışkanlıkları,yetersiz fiziksel aktivite,yaş,cinsiyet,eğitim düzeyi, hormonal ve metabolik etmenlerdir. Cinsiyet (kadın) obezite için risk faktörüdür.

Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması (TBSA 2017) sonuçlarına göre obezite oranı kadınlarda %41 olarak bulunmuştur.

Hareketsizlik yüzünden her yıl 3,2 milyon insan hayatını kaybetmektedir. Yeterince hareketli olmayan insanlar, tüm nedenlere dayalı ölüm açısından %20 ile %30 arası daha yüksek risk altındadır. Düzenli fiziksel aktivite; yüksek tansiyon gibi kardiyovasküler hastalık, diyabet, meme ve kolon kanseri ve depresyon riskini azaltmaktadır. Ayrıca fiziksel aktivite, enerji harcamanın kilit belirleyicisidir ve bu yüzden enerji dengesi ile kilo kontrolü için büyük öneme sahiptir.

Yetişkinlerde;

Ülkemizde de diğer dünya ülkelerinde olduğu gibi obezite görülme sıklığı gün geçtikçe artmaktadır.Bakanlığımızca yapılan “Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması-2010” ön çalışma raporuna göre Türkiye’de obezite sıklığı;

  • Erkeklerde %20,5
  • Kadınlarda ise % 41,0
  • Toplamda % 30,3

olarak bulunmuştur.

Toplamda fazla kilolu olanlar %34,6, fazla kilolu ve şişman olanlar %64,9, çok şişman olanların oranı %2,9 olarak bulunmuştur.

Bölgesel dağılımlar göz önüne alındığında obezite sıklığı;    

NUTS1 Bölgesi  
İstanbul 33,0
Batı Marmara 30,7
Doğu Marmara 30,6
Ege 28,0
Akdeniz 30,1
Batı Anadolu 33,0
Orta Anadolu 32,9
Batı Karadeniz 31,3
Doğu Karadeniz 33,1
Kuzeydoğu Anadolu 23,5
Ortadoğu Anadolu 20,5
Güneydoğu Anadolu 22,9

Çocuklarda ve Adölesanlarda:

Bakanlığımız, Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü ve Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesince yürütülen “Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması-2010” ön çalışma raporuna göre Türkiye’de

  • 0-5 yaşta obezite sıklığı % 8,5 (erkek %10,1, kız %6,8)
  • 6-18 yaşta obezite sıklığı % 8,2 (erkek %9,1, kız %7,3)

olarak bulunmuştur.

0-5 yaşta fazla kilolu olanlar %17,9, fazla kilolu ve şişman olanlar %26,4 olarak bulunmuştur.

6-18 yaşta fazla kilolu olanlar %14,3, fazla kilolu ve şişman olanlar %22,5 olarak bulunmuştur.

Bakanlığımız, Milli Eğitim Bakanlığı ve Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünce yürütülen “Türkiye’de Okul Çağı Çocuklarında Büyümenin İzlenmesi Projesi” Araştırma Raporuna (2009) göre Türkiye’de fazla kilolu ve şişman oranları ;

Yaş

Fazla Kilolu

Şişman

Fazla kilolu + şişman

6

12,4

5,5

17,9

7

15,3

5,8

21,1

8

14,4

6,1

20,5

9

14,1

7,7

21,8

10

14,5

6,9

21,4

Toplam

14,3

6,5

20,8

olarak bulunmuştur.

 SAĞLIKLI BESLENME ÖNERİLERİ

Yetişkinlerde beslenme ile ilişikli kronik hastalıkların gelişimini önlemek için;

• Küçük yaşlardan itibaren vücut ağırlığını, kan lipit profilini, kan basıncını, kan şekeri düzeyini ve kemik sağlığını oluml yönde etkileyecek sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanılmalıdır.

• Besin çeşitliliği artırılmalı, hergün çeşitl besin gruplarında yer alan besinler gereksinim kadar her öğünde tüketilmelidir.

• BKİ’nin 20-24.9 kg/m2 arasında olması sağlanmalıdır. Zayıf, toplu veya şişman bireyler kişiye özel gereksinimlere uygun beslenme tedavisi almaları ve davranış tedavisi ile vücut ağırlığı yönetimi sağlanmalıdır.

• Toplam ve doymuş yağ, kolesterol ile şeker alımı azaltılmalıdır.

• Yemeklerde; margarin, tereyağı, kuyruk yağı, iç yağı gibi doymuş yağlar (katı yağlar) yerine bitkisel sıvı yağlar (zeytinyağı, ayçiçek yağı, soya, kanola yağı vb. ) tercih edilmelidir. Margarin kullanılıyorsa yumuşak margarinlerin (kase) kullanımı tercih edilmelidir.

• Sebze, meyve, tam tahıl, kurubaklagil tüketimi dolayısıyla posa alımı artırılmalıdır.

• Kemik sağlığı için hergün 2-3 su bardağı süt ve yoğurt tüketilmelidir. Süt ve süt ürünlerinin az yağlı olanlar tercih edilmelidir.

• Haftada en az iki kez balık tüketilmelidir.

• Aşırı protein (günlük önerilenden fazla miktarda et ve ürünleri) tüketiminden kaçınılmalıdır. Yüksek proteinli beslenme idrarla kalsiyum atımını artırarak kemik erimesi (osteoporoz) gelişimini tetikler.

• Ev dışında yemek yeme sıklığı azaltılmalı, yendiği zaman yağsız veya az yağlı yemekler veya mönüler tercih edilmelidir.

• Tuz ve tuzlanmış besin (turşu, salamura besinler, zeytin, tuz içeriği yüksek besinler) tüketimi azaltılmalı, yemeğin tadına bakmadan tuz ilavesi yapılmamalıdır. Kullanılan tuzun iyotlu tuz olmasına dikkat edilmelidir.

• Sıvı tüketimi artırılmalı, günde en az 8-10 su bardağı su içilmelidir.

• Şeker eklenmiş içeceklerden sakınılmalı, meyve suyu yerine meyve tüketimi tercih edilmelidir.

Yorumlar

Yorum Yaz

Değerlendirme yapınız 1-5 arası!

Bizden haberdar olmak ister misiniz?


Copyright © 2009 Alanya Ticaret Rehberi bir HBZ GRUP kuruluşudur.